Depresyonda mıyım?

En çok aldığım soruyla karşınızdayım. Bir insana sürekli "Sen iyi değilsin." şeklinde bir yorum yaptıkça o kişi istemsiz bir şekilde depresyona giriyor sanırım. Ama benim cevabım içtenlikle "Hayır." oluyor. Çünkü gerçekten de cevabım olumsuz. Depresyonda değilim.

Ama sosyal medya insanı gerçekten yıpratıyor. Herkesin kendine göre bir maskesi var. Herkes sosyal medyada mutlu, herkes başarılı, herkes özgüven dolu. Peki Spotty nasıl?

Spotty henüz bir iş mülakatına gittiğinde "Kimsin?" sorusuna bile cevap verebileceğinden emin değil. Spotty hala kim olduğunu bulamadı. Hala spot ışıklarını arıyor. Hayat bir süreç, derler. Hayat benim için hep kendini tanıma süreci oldu. Yapmayacağımı sandığım şeyleri yaptım. Kendimi tanımaya çalıştım. Sürekli bir yol olarak devam ediyor hayat benim için.

Gelecekte ne istediğim konusunda da kesin bir cevabım yok. Bilmemek beni depresyonda mı yapar? Herkesin bir hayat amacı var mı? Benim her gün değişiyor çünkü. Ikigaim var ama her gün başka bir hedefle uyanıyorum. Bir işe girip aynı işte otuz sene çalışır mıyım bilmiyorum. Hani diyorlar ya üniversite sınavına hazırlanırken "Kendinizi otuz yıl boyunca görmek isteyeceğiniz bir mesleği seçin." diye. Benim için o meslek yok gibi. Her şey çalıştığım yerin bana vereceği şeylere bağlı. Çok iyi bir yerdir ama beni yerimde saydırıyordur. İşte bu olumsuz bir şey. Çok kötü bir yerdir ama bana katkısı vardır. Bu da olumsuz bir şey. Olumlusu var mı? Gerçekten herkes işinden memnun mu bu da büyük bir soru.

Bir de hayat arkadaşı olayı var tabi. Hiç sevgilimin olmamış olması büyük bir sorunmuş. Ben ortada sorun göremiyorum ama arkadaşlarım görüyor. Hatta bir arkadaşım "Geç bile kaldık. Temmuz ayına kadar bulamazsak çocuk için de geç kalacağız." dedi. Temmuz ayına kadar nasıl bir zaman ölçeğini temsil ediyor? Daha kendime bakamazken çocuk ne demek? Ben nasıl çocuk bakarım? Evet yirmili yaşlardayım ama kendimi çok genç görüyorum bir çocuğun sorumluluğunu almak için. Neden bilmiyorum ama içimde hep daha farklı öncelikler dönüyor. Sevgili konusuna gelince de, bu zamana kadar yalnız yaşayabilmişim, sorumluluklarımın üstesinden gelmişim, olmuyorsa da olmasın. Zamanı değildir, hayırlısı değildir. İlla sevgilim olsun diye olur olmadık her erkeğe yazacak değilim herhalde.

İşte karşımdaki insana bu konulardan bahsettiğimde anında "Bu kız depresyonda" diyor. Ve bana tavsiyelerde bulunmaya çalışıyorlar. Halbuki mutluyum. Evet zaman zaman tüm olumsuzlukları bir araya toplayıp ah vah çekebiliyorum ama genel olarak mutluyum. Şükran duyuyorum. Ama gerçekten merak ediyorum neye göre bir insanın depresyonda olduğuna karar veriyorlar?

Sosyal medyayı kapatmakla çok iyi ettiğimi düşünürken aslında arkadaşlarımı da kapatmam gerektiğini fark ettiğim ilginç bir deneyim yaşamış oldum. Sosyal medya değil, oradaki insanlar sorunmuş aslında. Evet, hepiniz mutlusunuz, hepimiz harika, mükemmel, çalışkan, sevgi dolu, sorunsuz insanlarsınız.

Daha mutlu güzel yazılarda görüşmek üzere.

Yorumlar

  1. Ederim depresyona ya, depresyon da kimmiş :D

    Spotty'cim hayatta her şeyin bir zamanı olduğuna inanıyorum, insanların zorlamaları genelde o zamanı ayağına getirmiyor. Sen yine bildiğin gibi yaşarsın, en azından "keşke bildiğim gibi yapsaydım" pişmanlığın olmaz ki bence bu en kıymetlisi.

    Öpüyorum seni :))
    Sevildiğini unutma <3

    YanıtlaSil
  2. Spotty seni o kadar iyi anlıyorum ki. İnsanlar çok seviyor herkesi aynı kalıba sokmayı! Problemi kendinde görmüyor olman gerçekten beni çok mutlu etti çünkü eğer kendinde bir sorun olduğunu düşünüyor olsaydın evet derdim bir problem var bu kızın içinde ama kesinlikle öyle olduğunu düşünmüyorum. Herkesin evlenene kadar onlarca sevgilisi olmak zorunda değil ya da tam tersi kendini evleneceği erkek gelene kadar kapatmak zorunda değil insanlar önce bunu anlamak zorunda. Her şey bir kenara sevmediğin, güven duymadığın birinin yanında olmandansa kendi başına ayakların üzerinde duruyor olman çok daha güzel ve takdir edilesi bir şey. Çocuk konusuna zaten girmiyorum bile herkes çocuk doğurmak zorunda değil, çocuk sevmek zorunda değil ya da hazır hissetmiyorsa bu sorumluluğu almak zorunda değil, sen doğrusunu düşünüyorsun. Buraya gelmeden hemen önce gördüm bendeki yorumunu, tanışmadığımızı söylemişsin belki çok eskilerden bir şeyler hatırlıyorsundur. Yanlış olmasın şimdi ama sanırım 2011 ya da 2012ydi ilk o zaman seni okumaya başlamıştım blog adın bile başkaydı o zamanlar. Aradan çok uzun zaman geçmiş olsa da o zamandan beri bir yakın hissediyorum seni kendime. Yaşıtlarının aksine duygularını değil mantığını öne sürdüğün için seni yargılamalarına izin verme. Kendin için her zaman en doğru kararı sen verirsin

    YanıtlaSil
  3. İnsanların maskelerini görmekten bıktığım için sosyal medya hesaplarıma veda etmiştim bundan tam 3 yıl kadar önce. Sonrasında yavaş yavaş çevremde arkadaş gibi görünen ama arkadaş kelimesinden öteye gidemeyen insanları ayıklayarak hayatıma sadelik ve gerçekçilik kattım. Şimdilerde ise hayatıma eğer bir arkadaş kabul edeceksem birkaç kere düşünüyorum, zaman veriyorum. Az insan çok huzur düşüncesini benimsiyorum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

"Bloguma beklerim." tarzı yorumları onaylamıyorum. Burası bir reklam panosu değil. Siz beni takibe aldığınızda ben zaten blogunuza geleceğim. Özel istekte bulunmanıza gerek yok. Eğer "illa reklam yapacağım" diyorsanız mail yoluyla ulaşın.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hala Spot Işığımı Arıyorum (Spotty's Version)

Senin Sevdiğin mi, Seni Seven mi?

8 Sene Olsun 80 Sene