Ulaşılmaz ve Ön Yargılı

"Öz güven" denilince akla gelen en son isim benim. Bu konu kesinlikle tartışmaya kapalı bence. Bu yazımda size başımdan geçen bir olayı anlatacağım ve o olay üzerinden devam edeceğim. Okuldaydım, ders notumu temize çekerken telefonuma bir mesaj geldi. Benimle tanışmak isteyen birisiymiş. En yakın arkadaşım, hala bir isim listesi oluşturamadım, "Sor bakalım kimmiş?" dedi. Biraz da tersleyerek konuşmamı istedi.

Ben hiçbir zaman insanları tersleyen biri olamadım. Her şeye teşekkür eden, soru sorulduğunda cevap verip yardımcı olan, iyimser düşünen biriyim. Sanırım iyimserlik yönüm babama çekmiş. Çünkü babam da herkesin iyi yanlarını görür. Darbeyi alana kadar akıllanmam.

O yüzden çocuğu terslemedim. Konuşmanın sonunda o beni tersledi desem daha mantıklı olur. Kim olduğunu sorduğumdan sonra fakülteden biri olduğunu ve tanışmak istediğini söyledi. Sanki ben onun fakülteden olduğunu anlamamışım gibi. Beni nereden bulduğunu sordum.

Hatırlatma olsun diye buraya ekleyeyim. Ben şu an artık yıl öğrencisiyim. Yani okulda pek arkadaşım yok. Hatta hiç arkadaşım yok. Arkadaşlarım mezun oldu. Sadece derslerine girdiğim sınıflar var ama o insanlarla muhabbetim hiç yok denecek kadar az. Son haftalarda biraz konuşmaya başlamıştım ama bu olay çok daha önceden yaşanmıştı. Yani o çocuğun benim adımı öğrenmesi biraz zordu. Farklı bölümdeydi, muhtemelen benden küçüktü. En yakın arkadaşımın da kalkıp benim adımı söylediğini sanmıyorum. Çünkü o çocuktan en başta haz etmediğini ve terslememi bile söyledi.

Bana göz kırpan gülücük bulunduran bir mesaj atıp beni bulduğu için şanslı olduğumu ve başka bir şeyin önemli olmadığını söyledi. Üzgünüm ama göz kırpan gülücük beni bir erkekten iten bir şeydir. Hele de ilk dakikada. Ben bu kadar soğukken, yapılmaması gereken ilk şeydir. Sınıf arkadaşlarım bile bana önce sizli bizli konuşurken bu laubali tavrı olumlu karşılayamazdım. Hele bir de şanslı olduğumu söylemesi ayrı bir sinir bozucuydu. Mesajın gerçekten bana ulaştığını, ulaşabildiğini birkaç kere okuduktan sonra fark ettim. O, kendini beğenmiş çocuk gerçekten de bana öyle bir mesaj atabilme cesaretini göstermişti.

Bu hissettiklerime rağmen onu terslemedim ve kendisiyle konuşmak istemediğimi söyledim. En yakın arkadaşım hala ona sövmem konusunda baskı yapıyordu. Ama ben küfür edemeyen bir kadınım. Üzgünüm ama bir çocuk yüzünden çizgimden çıkamazdım.

İkna etmeye çalıştı ama başaramadı. Zaten o sırada bir hocamın odasının önünde bekliyordum. Sinirlerim bozuktu. Hocanın pozitif havasında olması için dua ediyordum.

Ara konuşmayı gerçekten hatırlamıyorum. O sırada hiç umursamamışım sanırım. Son cümlesini hatırlıyorum sadece.

"Senin gibi ön yargılı bir kızla olmazdı zaten."

Ve engelledi.

Keşke ben engelleseydim. Böyle birkaç kişinin sildiği ve engellediği saçma bir dönem geçirdim. Hepsi görüp görebileceğiniz en saçma nedenlerdendi. Bazı erkekler fazla çocuk.

Şimdi o cümleye gelirsek. Ben o çocukla maksimum ne olabilirdim ki? Ön yargılı insan kategorisine kesinlikle girdiğimi düşünmüyorum. Hatta bunu anlattığım arkadaşlarım bu duruma çok güldüler. Sapık gibi kendisini egoist ve aranılan, peşinden koşulan erkek gibi gösterip önce bana göz kırpan gülücük atıp sonra bana "baktığı" için şanslı olduğumu söyleyen birinin böyle bir şeyi söylemesi sizce de çok anlamsız bir hareket değil mi?

Bu olay kapandı. Sonra çocuğu bir daha gördüm mü bilmiyorum. Muhtemelen görmüşümdür ama ben kör biriyim. Yani bakarım ama görmem. Bu kısma da değineceğim. Çocuğun yüzünü incelememiştim bile. Haaa. Bir kere gördük ondan eminim. En yakın arkadaşım göstermişti. Hatta bu engellendiğim günün ertesi günüydü.

Arkadaşımla kafede ders çalışıyorduk. Arka masamızda bir doğum günü kutlaması vardı. Doğum günü sahibi daha gelmemişti, arkadaşları anca hazırlanıyordu, her zamanki olaylar işte. Birkaç masa birleştirilmişti. Bir çocuk vardı ama nasıl gülüyordu arkamda anlatamam. Benim sırtım dönüktü onlara. Ama nasıl kan beynimde atıyor. Zaten migrenim vurdu vuracak, bir de o çocuğun sesi kanıma dokunuyordu. Kafelerde çevrem rahatsız olmasın diye hareketlerimi ve tavrımı sakin tutmaya çalışırım. Kendime yapılmasını istemediğim şeyleri başkalarına yapmayı sevmem kısacası.

"Ben bu çocuğu boğarım kim bu ya?" dedim. En yakın arkadaşım kafasını kaldırıp baktı. Sonra yeniden baktı. Ardından bana "Spotty şu dünkü çocuğun profil fotoğrafını açar mısın?" dedi.

Ve işte o an benim jeton düştü. Çünkü benim şansım böyledir sevgili dostlarım. Koca şehirde böyle dip dibe gelirim istemediğim insanlarla.

Gösterdim. "Spotty bu çocuğun gömleği bile aynı bu fotoğraftakiyle." dedi. Teşhis konuldu. Evet oymuş. Kısacası ya gerçekten de ayı gibi gülüyor ya da bana kendisini göstermeye çalışıyor. "Bak ben harika bir erkeğim. Beni kaçırdığın için ezik olan sensin. Hahahahaha." demeye çalıştı bilmiyorum. Ortamlarında o kadar anıracak bir durum yoktu. Neyse. Çocukluk işte.

Şimdi benim hakkımda bazıları ulaşılmaz biri olduğumu söylüyorlar. Duvarları olan, insanları inceleyip sonra hayatına sokan biri yani. Bazıları da, bu anlattığım kişi gibi, ön yargılı olduğumu düşünüyor. Şimdi kendimi aklamak için değil bu yazım. Aslında aklanacak bir yanım da yok. Yazmak istedim yazdım. Çünkü benim için saçma ve çocukça bir olaydı.

Ama yine de ön yargılı olmayı pek istemiyorum. Tamam insanlardan bazen, bazı hareketlerinden dolayı soğuyorum ama ön yargılı olduğumu düşünmüyordum. Ulaşılmaz olmak istiyor muyum diye düşünürsem. Evet sanırım istiyorum. Çünkü insanlar yakınıma gelince işler hiç iyi gitmiyor. Yine de bana her soru sorana cevap veriyorum. Herkesle tanışıp, sohbet ediyorum. Hani insanlara kötü de davranmıyorum neden bir şeyleri hoşuma gitmediğini söylediğimde ön yargılı kişi ben oluyorum anlamıyorum. Herkes benim tüm ters yanlarımı söylerken sorun olmuyor ama ben karşı tarafa bana ters gelen yanlarını söylemediğim halde ön yargılı damgası yiyorum.

Sanırım haftaya bir diğer ön yargı barındıran bir yazı yazacağım. Tabi bir nedenden dolayı tepki koymam ön yargı ise.

Not: Az kalsın zinicirimi kırıp bu hafta yazı yazmıyordum. Ama zincirimi kırma düşüncesi beni rahatsız etti ve haftanın bitmesine son bir saat kala bu yazıyı bitirdim ve yayınlıyorum.

Öpüldünüz.

Yorumlar

  1. Şunu sana söyleyim için rahatlasın bana mesaj atan kaç kişi aynı o dediğin cümleyi kurdu ve ben tanışmak istemedikçe ne kadar ön yargılısın dediler ki anlatamam:)
    Çünkü işlerine gelmedi öyle salakların düşüncesine bile önem vermiyorum...
    Seninle yüz yüze tanışmak yerine sana mesaj atıyor zaten özgüvensiz ve korkak olduğu kesin!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karşı tarafa suç atan insanları da hiç sevemiyorum ve gerçekten de dediğin gibi karşıma geçemeyecek kadar korkak insanların bunu demesi beni çok sinir ediyor.
      Çok teşekkür ederim :)

      Sil
  2. İyi ettin yazarak.
    Ön yargını kendi çabanla düzenleyebilirsin, biraz çaba harcamaya bakar diye düşünüyorum. Tamamen önyargısız olmana da gerek yok bence, o da bir tür mekanizma sonuçta.
    Duvar konusunda haklılık payları olabilir. Buraya gelip yazını okuyup yorum yazdığım zamanlarda, normal hayatta bu seviyede bir iletişimimiz olabileceğini sanmadığım düşüncesi aklımdan oluyor. Tabi bu iki taraflı bir mesele. Bi tarafın duvarı yüksek diye her şey bitmiyor.
    Sana da ters tiplerin denk gelmesi bu duvarlara ön yargılara pek bi tuz biber oluyor yaa.
    Hep mi sinir bozan tiplerle karşılaşıyorsun? Hayatta güzel şeyler de oluyor olmalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım karşı cinsle biraz çatışma yaşayabiliyorum. O yüzden o konuda pek güzel şey aklıma gelmiyor.:/

      Sil
  3. Yalnız bu durum senin ön yargılı olduğunu göstermez ki... İşte o da birçok insan gibi kırılan egosunu tatmin etmek için sorunun sende olduğunu göstermeye çalışmış ki senin de düşüncelerini etkileyerek bunu başarmış. İnsanları tanımadan etmeden onları terslemek, küfür etmek ya da olumsuz diğer birçok şey yapmak zorunda olduğun şeyler değiller. Sen istemediğini söyledikten sonra o karşındaki kişinin bunu sorgulamaya ya da sende suç bulmaya hakkı yok. Kendini senin burnuna sokup dikkat çekici hareketlerde bulunması hiç de mantıklı değil hem. Bu kasıtlı olabilir de olmayabilir de ama ben de senin gibi düşünüyorum, kasıtlıysa çocukça ama değilse terbiyesiz ve anlayışsız. O çocuğun doğru söylediği belki de tek bir şey var Spotty o da nedir biliyor musun? Sizden gerçekten olmazmış, olmaya çalışsa sadece seni yorarmış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seni burada gördüğüm için çok mutlu oldum. Yorumun da tamamen benim aklımı okuyup yazılmış gibi. Benim gibi düşündüğünü görmek beni bir nebze olsun rahatlattı yoksa gerçekten sorunun kendimde olduğunu düşünmeye başlayacaktım.

      Sil
  4. Heey, bu hafta yoksuun. Tanımadığın birine karşı ciddi tavır sergilemen gayet doğal, onun tavrı gülünç aslında. Egosunu tatmin edememek canını sıkmış olmalı. Kaybettiğin bir şey yok ve bu olay seni ön yargılı biri yapmaz. Doğru olanı yapmışsın bana kalırsa ama bu çocuk geçen yazıdaki çocuk mu? Şansın da benden halliceymiş :) Yeni yazılarını bekliyoruum, umarım yoluna girer her şey :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu hafta geç geldim. İnternetimiz bağlantı sorunu çıkardı. :(
      Yok o değil bu başka bir çocuktu. Ama hepsi bana artık aynı gelmeye başladı. :D

      Sil

Yorum Gönder

"Bloguma beklerim." tarzı yorumları onaylamıyorum. Burası bir reklam panosu değil. Siz beni takibe aldığınızda ben zaten blogunuza geleceğim. Özel istekte bulunmanıza gerek yok. Eğer "illa reklam yapacağım" diyorsanız mail yoluyla ulaşın.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hala Spot Işığımı Arıyorum (Spotty's Version)

Senin Sevdiğin mi, Seni Seven mi?

8 Sene Olsun 80 Sene